2,4 Milyarlık Teleferik Soruşturmasında Şaşırtan Detaylar

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Teftiş Kurulu’nun yürüttüğü “Hayvanat Bahçesi ve Tema Park Teleferik Yapım İşi” soruşturmasında ortaya çıkan ifadeler, eski başkan Melih Gökçek dönemindeki usulsüzlük iddialarını yeniden gündeme taşıdı. Dönemin Genel Sekreter Yardımcısı ve Fen İşleri Daire Başkanı Vedat Üçpınar, verdiği ifadede projenin tüm aşamalarında Gökçek’in bilgisi olduğunu açıkça belirtti. Üçpınar’ın ifadesine göre, iş artışları ve süre uzatımları Gökçek’in bilgisi ve onayıyla gerçekleştirildi. “Konuyla ilgili Belediye Başkanımızın da bilgisi bulunmaktadır. Bütçenin elverişli olmaması nedeniyle süre uzatımlarını uygun gördüğünü tarafıma iletti, ben de bu doğrultuda onay verdim” sözleri dosyaya girdi. 240 Günlük İşe 1.540 Gün Süre Uzatımı ve Devasa Kamu Zararı İhale 3 Aralık 2013’te AKP İl Başkan Yardımcısı M.A.’nın şirketine verilmiş, ancak sözleşmede 240 gün olarak belirlenen sürede tamamlanması gereken işler için yükleniciye toplamda 1.540 gün ek süre tanınmıştı. Üstelik proje yalnızca %62 oranında tamamlanmasına rağmen şirkete %74,8 ödeme yapılmıştı. Bununla da kalmadı; herhangi bir gerekçe olmadan 28 milyon 116 bin liralık iş artışı yapıldığı tespit edildi. 2013’te yaklaşık 118 milyon TL olarak hesaplanan kamu zararı, güncel döviz kuru üzerinden yaklaşık 2,4 milyar liraya ulaşmış durumda. Gökçek’in Talimatı Dosyada: “İş Artışları Başkan Onayıyla Yapılırdı” ABB Teftiş Kurulu raporuna göre, belediye başkanının bilgisi ve onayı olmadan ödeme yapılması mümkün değildi. Dosyada yer alan ifadelerde, Gökçek’in projede “tam bilgi ve sorumlulukla” hareket ettiği vurgulandı. Vedat Üçpınar, “İvedik bağlantısının yapılacağından haberdardı ve iş artışı yapılması gerektiğini bana söyledi. Meclis kararının ardından iş artışını imzaladım. Bütçeyi etkileyen her işte başkanın onayı aranırdı” dedi. Mansur Yavaş’a Soruşturma, Gökçek’e Ret ABB Başkanı Mansur Yavaş, 2021-2024 arasında düzenlenen konserlerle ilgili harcamalar kapsamında “kamu zararı” iddiasıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde 13 kişinin gözaltına alınmasının ardından yaptığı basın açıklamasında çarpıcı bir noktaya dikkat çekmişti. Yavaş, “AKP İl Başkan Yardımcısının şirketine ihale edilmiş, projeyi hazırlayan kişi de bu şirketin çalışanı. Altı yıldır hiçbir işlem yapılmıyor. Neden bu dosyada kimse ifadeye çağrılmıyor, neden ihaleye fesat suçu işletilmiyor?” diyerek tepki göstermişti. Danıştay: “İmzası Yok” Gerekçesiyle Başvuruyu Reddetti ABB’nin, Gökçek ve diğer şüpheliler hakkında yaptığı suç duyurusu işleme alınmadı. Belediye bu karara itiraz etti ancak Danıştay Birinci Dairesi, dosyayı “Gökçek’in belgelerde imzası bulunmadığı” gerekçesiyle reddetti. Bu karar, kamuoyunda “fiili talimat yeterli değil mi?” tartışmasını başlattı. Zaman aşımı süresi yaklaşan dosyada henüz herhangi bir adli işlem yapılmazken, benzer iddialarla Mansur Yavaş hakkında yürütülen soruşturmalar kamuoyunda “çifte standart” eleştirilerini beraberinde getirdi. Sonuç: Adalet Ölçüsüzlüğü ve Kamu Vicdanı Bir tarafta 2,4 milyar liralık kamu zararı, açık beyanlar ve belediye başkanının bilgisiyle yürütülen bir proje… Diğer tarafta konser harcamaları üzerinden yürütülen soruşturmalar ve gözaltılar… Danıştay’ın imza gerekçesiyle Gökçek hakkındaki dosyayı kapatması, kamu vicdanında derin soru işaretleri yarattı. Uzmanlara göre bu dosya, yalnızca belediye bütçesi değil, Türkiye’deki hukuk uygulamaları ve siyasi sorumluluk anlayışı açısından da önemli bir test niteliğinde.