70 Yaşından Sonra Başıma Gelenler
Ben Hatice. Yetmiş yaşındayım ve çatısı akan küçük bir evde tek başıma yaşıyorum. Bastonum, birkaç eski eşya ve geçmeyen kalp ağrılarım var. Doktorlar ameliyat olmam gerektiğini söylediğinde, aklıma gelen tek kişi oğlum Murat oldu. Onu yokluk içinde büyüttüm, babasını erken kaybettik, ama hep “okuyacaksın” dedim. Şimdi şehirde düzenli bir hayatı vardı; işi, evi ve bambaşka bir dünyası…
Yağmurlu bir günde hastane evraklarını çantama koyup kapısına gittim. İçim korku doluydu ama yine de umutluydum. Murat beni dinledi, fakat gözleri hep başka yere kaydı. “İşlerim çok karışık,” dedi ve bana yalnızca bir somun ekmek uzattı. İçim acıdı ama belli etmedim. Yağmurun altında eve dönerken bile onu savundum.
Gece aç ve yorgun halde ekmeği kesmek istedim. Bıçak değdiği anda ekmeğin içinden küçük bir şey yere düştü. Ellerim titredi, kalbim duracak gibi oldu. O an anladım… oğlumun bana aslında ne bırakmak istediğini. Ve bunun, hayatımı tamamen değiştirecek bir şey olduğunu… Devamını okumak için diğer sayfaya geçebilirsiniz..
