Zekhaber

Cumhuriyet Halk Partisi’ndeki (CHP) İstanbul “kayyum” krizinde, tüm dengeleri ve kamuoyundaki yaygın kanıyı değiştirebilecek flaş bir gelişme yaşandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul’a kayyum olarak atanan Gürsel Tekin’in, partinin bir önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan istediği randevu talebinin bizzat Kılıçdaroğlu tarafından reddedildiğini açıkladı.
CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesi ve seçilmiş başkan Özgür Çelik’in yönetimiyle birlikte görevden alınmasının ardından, partiyi karıştıran “kayyum” krizi tırmanmaya devam ediyor. İl başkanlığına kayyum olarak atanan eski CHP’li Gürsel Tekin, meşruiyet arayışı kapsamında partinin önemli isimlerinden randevu talep etmeye başlamıştı.
Ancak Tekin’in bu çabaları, bir bir kapıların yüzüne kapanmasıyla sonuçlanıyor.
Daha önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partinin İstanbul’daki en etkili isimlerinden eski il başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan da randevu alamayan Gürsel Tekin’e en büyük ve en anlamlı ret, partinin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi.
CHP lideri Özgür Özel, Sözcü’den Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, bu kritik gelişmeyi ilk kez duyurdu. Özgür Özel, Kılıçdaroğlu’nun bu tavrının, kamuoyunda “Kılıçdaroğlu kayyum sürecini destekliyor” şeklindeki yaygın kanının aksine bir duruş sergilediğini belirtti ve şu önemli yorumu yaptı:
“Kemal Bey, İstanbul kayyumuna randevu vermedi. Bundan sonra ben kendisinin kayyumluğu kabul etmesine ihtimal vermem.”
Bu açıklama, Kılıçdaroğlu’nun, İstanbul il yönetimine yapılan bu müdahaleyi onaylamadığı ve Gürsel Tekin’in başkanlığındaki kayyum heyetini meşru görmediği şeklinde yorumlandı. Öte yandan Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarında bir sorun olmadığını da vurguladı. Özel, “Kemal Bey’i geçtiğimiz günlerde aradım. Partimizin kuruluş haftası etkinliğine davet ettim. Aramızda gayet samimi bir görüşme geçti,” diyerek, Kılıçdaroğlu’nun tavrının kendisine veya mevcut yönetime değil, doğrudan “kayyum” kurumuna karşı olduğunu ima etti. Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu net tavrı, CHP içindeki delege savaşlarında ve güç dengelerinde, İmamoğlu ve Özgür Özel’in elini güçlendiren, Gürsel Tekin ve kayyum heyetini ise daha da yalnızlaştıran tarihi bir hamle olarak görülüyor.