Zekhaber

Vakaın fitili, bir sesli sohbet platformunda yaşanan hararetli bir münakaşayla ateşlendi. “Maral_2323” kullanıcı isimli bayan vatandaşla yaşanan diyalog esnasında Saadet Oruç’un, söz hususu vatandaşa “S….. git” şeklinde açık bir hakarette varolduğu kayda geçti. Kadın kullanıcı, bu anları ses kaydına alarak sosyal medya hesabı üzerinden kamuoyuyla paylaştı. Kayıtta Oruç’un hakareti net biçimde duyuluyor. Suç Duyurusu Yolda: “Hakkımı Hukuki Yoldan Arayacağım” Hakarete uğradığını bildiren “Maral_2323”, sosyal medya paylaşımında hukuki süreci başlattığını ve savcılığa suç duyurusunda bulunacağını açıkladı. Paylaşımında şu ifadeleri kullandı: “Kamu vazifelisi olan bir kişinin, bir vatandaşa açık şekilde küfretmesi kabul edilemez. Bu kaydı kamuoyunun takdirine sunuyorum ve adaletin tecelli etmesi amacıyla elimden geleni yapacağım.” Erdoğan, Altun ve Yerlikaya Etiketlendi Söz hususu paylaşımında mağdur kullanıcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Etkileşim Başkanı Fahrettin Altun ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı da etiketleyerek bu konunun yetki sahibi makamlara taşınmasını istedi. Şimdilik alakalı kurumlardan konuyla alakalı resmi bir açıklama yapılmadı. Siyasi Ahlak Tartışması: Tepkiler Büyüyor Yaşanan hadise sosyal medya kullanıcıları arasında büyük reaksiyon topladı. Birçok kişi, bir kamu vazifelisinin, bilhassa de Cumhurbaşkanlığı düzeyinde bir danışmanın, vatandaşa karşı bu tür bir üslup kullanmasının kabul edilemez olduğunu savundu. Bazı kullanıcılar ise vakanın soruşturulmasını ve Oruç’un vazifeden alınmasını talep etti. Hukuki Süreç Ne Getirecek? Vakaın mahkemeye taşınması halinde, kamu vazifelisinin vazife esnasında vatandaşa hakaret etmesi nedeniyle TCK 125. madde kapsamında yargılanabileceği belirtiliyor. Oruç’un sözlerinin resmi sıfatla mı yoksa şahsi bir ortamda mı söylendiği ise davanın seyrini belirleyecek kritik unsurlardan biri olacak. Gelişmeler Takipte Şimdilik Saadet Oruç cephesinden mevzuya dair bir açıklama yapılmış değil. Suç duyurusunun sonrasında nasıl bir meşru proses başlayacağı ve Cumhurbaşkanlığı’ndan bir disiplin aşaması atılıp atılmayacağı kamuoyu doğrultusundan yakından izleniyor. Vatandaşın sesini yükselttiği ve yöneticilerin sorumluluklarının daha çok sorgulandığı bu dönemde, bu hadise sadece bireysel bir münakaşa değil; kamu vazifelisinin etik sınırları ve hesap verebilirliği yönünden da mühim bir imtihan niteliğinde.