çalışanları için müjde
Katılımcılar, “Kayyumlar gidecek, biz kalacağız”, “Gün gelecek, devran dönecek; AKP halka hesap verecek”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Hak, hukuk, adalet” sloganlarını atarak tepkilerini dile getirdi. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Kayyum heyeti şu anda kanalı ele geçirmiş durumda”
“Yine güne utanç verici bir kararla uyandık. Maalesef Merdan Yanardağ sabah saatlerinde gözaltına alındı. Daha ifadesi alınmadı ama kanala kayyum atandı. Şu anda kanalda eski tarihî belgeseller yayınlanıyor. Madem bir belgesel yayınlayacaksınız, bari 80 darbesinin belgeselini yayınlayın; çünkü şu anda benzer bir dönemi yaşıyoruz. Kayyum heyeti şu anda kanalı ele geçirmiş durumda. Yayın durmuş, program yapanlar kanala çıkamıyor. Biz grup başkanvekillerimiz ve milletvekillerimizle, birlikte geldik. “Biz buradayız, bari bizimle bir yayın yapaın dedik heyete. Onlara, “O zaman kayyuma da kayyum atanır” dediler Maalesef Türkiye böyle bir durumda. “Başka bir platformda yayın devam edecektir”
‘’Cumhuriyet Halk Partisi grup başkanvekilleri, milletvekilleri ve TELE 1 ailesi olarak hep birlikte dayanışma içindeyiz. Bu kanala kayyum atayarak ne kanalı ne de bizleri susturabilirler. Mutlaka başka bir platformda yayın devam edecektir. Ama çok zor bir dönemdeyiz. Her gün güne utanç verici bir gözaltı kararıyla uyanıyoruz. Buna hep birlikte direnç göstereceğiz. Artık bu sorun sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da muhalefetin sorunu değil; 86 milyonun, yani tüm Türkiye’nin sorunu. Bu bir demokrasi sorunu.’’ “Hep birlikte sahip çıkacağız”
“Bakın, yayın yarıda kesiliyor. Böyle şeyleri ancak darbe dönemlerinde görüyorduk. Haber programı devam ederken gelip yayını yarıda kesiyorlar. Biz demokrasimize, irademize, gazetecilere, televizyonlara hep birlikte sahip çıkacağız. Üç dört muhalif kanal kaldı; onlara bile tahammülleri yok. Ama bu günleri hep beraber atlatacağız. Kayyumların değil, demokrasinin hâkim olduğu günleri hep birlikte yaşayacağız . TELE 1’in yanında olmaya devam edeceğiz.” CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise 24 Ekim’in demokrasi tarihi açısından kara bir sayfa olarak kayıtlara geçtiğini belirterek şunları söyledi:
“24 Ekim 2025 demokrasi tarihimiz açısından utanç verici bir gün. Savcılığın bilgi notunu inceledim. Yaşamımın büyük bölümünü ceza hukukçusu olarak geçirmiş biri olarak, o bilgi notundan nasıl bir casusluk iddiası çıkarılabildiğini hayretle ve utançla gördüm. Çok açık söyleyeyim; Bir vatandaş yakalanıyor, tanımayız, bilmeyiz. O kişi Necati Özkan’la konuşmuş. O hâlde Necati Özkan casusluk faaliyetinin içinde ve hiyerarşik olarak alt sırada. Necati Özkan varsa, demek ki Ekrem İmamoğlu da bu işin içinde. Merdan Yanardağ da bu meselenin medya ayağını oluşturuyor, öyle mi? Utanç verici!Neden utanç verici? Çünkü ortada hukuki bir düzlem göremiyorsunuz. Nitekim Necati Özkan bugün bir açıklama yapıyor ve diyor ki:’Sözü edilen kişiyi hayatımda bir kere gördüm. Ticari bir ürün satmak için ısrarlı talebi oldu. 2019 seçimlerinden sonra oturduk. Verdiği pazarlama örneğini beğenmedim ve almadım. O tarihten önce ya da sonra bu adamı hiç tanımam.’diyor. Dolayısıyla ortada bir zincir yok. Bir bağ kurulamıyor.” “Casusluk iddiasında bulunmak utanç vericidir”
“Merdan Yanardağ’ı yirmi beş yıldır tanırım. Bu medyanın antiemperyalist duruşuyla öne çıkmış, namuslu bir gazetecisidir. Merdan Yanardağ hakkında ‘casusluk’ iddiasında bulunmak utanç vericidir.Açıkça söyleyeyim. Eğer bu iddialar, medyaya, bağımsız ve özgür basına çökme, onları susturma operasyonunun bir parçasıysa; karşınızda Cumhuriyet Halk Partisi dimdik duruyor! İşte burada grup başkanvekilleriyle, milletvekilleriyle, örgütümüzle hep birlikte buradayız. Sabah olacak, yine burada olacağız.”
“TELE1 susturulamayacak”
“Bu basının emekçilerini hiç kimseye yem ettirmeyeceğiz! TELE 1 susturulamayacak. TELE 1 yayını mutlaka bir şekilde devam edecek. Hukuki olarak da bir şey söyleyeyim: Az önce Merdan Yanardağ’la ilgili düşüncemi ifade ettim. Merdan Yanardağ daha ifadesini vermeden kanala çökme gayreti gösteriyorsunuz! Merdan Yanardağ’a kefiliz. Ama bir taraftan da soruyorum: Varsayalım ki Merdan Yanardağ bir suç işledi; peki, TELE 1’in hangi yayınıyla casusluk faaliyetini bağdaştırıyorsunuz?”
“Yıllardır TELE 1’in televizyon programlarına katılıyorum. Bu kanalın izleyicisiyim. Burada sadece memleketine, memleketinin geleceğine sahip çıkan namuslu gazetecilerin çalıştığı bir yayın çizgisi gördüm. Eğer başka bir bilginiz, gördüğünüz bir şey varsa, paylaşın da kamuoyu bilsin! Buradan açıkça söylüyorum: Bu gece, burada söylüyorum ki Türkiye’nin geleceğini karartmanıza izin vermeyeceğiz! Her türlü engellemeye rağmen bu memlekete demokrasiyi ve adaleti mutlaka getireceğiz.” ‘’Biz onlardan herhangi bir şey dilenecek durumda değiliz. Onlara bunları yaptırmayacağız. Bugün üç dört tane hukuki işlem oldu. İşte Cumhuriyet Halk Partisi’ne çökme operasyonu. Öyle değil mi? Evet. Kayyum atanması olayı ortadan kaldırıldı. Kayyum uygulamasının son bulması gerekiyordu. Ekrem İmamoğlu, Büyükçekmece duruşmasında beraat aldı. Dolayısıyla bu uzun bir mücadeledir.Sayın Genel Başkan’ın da söylediği gibi kimseye şu an rahat ve huzur vadetmiyoruz; çünkü karşımızdakileri biliyoruz. Ancak şunun kararlılığı içindeyiz: Cumhuriyet Halk Partisi mücadeleden değil, teslim olmaktan yorulur. Teslim olmayacağız ve bu mücadeleyi mutlaka başaracağız. Herkes bu inanç ve kararlılıkla yoluna devam etsin.” CHP İzmir Milletvekili Salih Uzun ve Dış Politika Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Uzgel’in de katıldığı eylemde konuşan CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol ise TELE1’e kayyum atanmasının yalnızca bir medya kuruluşunu değil, halkın sesini de susturmak anlamına geldiğini söyledi.
“CHP İzmir Milletvekili Salih Uzun ile CHP Dış Politika Koordinatörü Prof. Dr. İlhan Uzgel’in de destek verdiği eylemde, CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, TELE 1’e kayyum atanmasının yalnızca bir basın kuruluşunun değil, tüm halkın sesini kısmak anlamına geldiğini söyledi. Erkol, “Kayyum artık gündelik kavramlarımızdan biri haline geldi. Acaba daha nelere kayyum atanacak diye merak ediyoruz. TELE 1’e kayyum atanması, muhalif seslerin susturulmasıdır. Buna izin vermeyeceğiz” dedi. Erkol, Anayasa’nın basın ve ifade özgürlüğünü güvence altına aldığını hatırlatarak, “26’ncı madde herkesin düşüncesini özgürce açıklama hakkını, 28’inci madde basının sansür edilemeyeceğini, 74’üncü madde ise herkesin bilgi edinme hakkına sahip olduğunu belirtir. Eğer anayasa geçerliyse, bugün karşı karşıya kaldığımız bu uygulamalar anayasaya karşı bir darbe niteliğindedir” ifadelerini kullandı.
Seçilmiş belediyelere kayyum atanmasının halkın iradesine müdahale olduğunu söyleyen Erkol, “Yasama, yürütme ve yargı arasındaki güçler ayrılığı demokrasinin teminatıdır. Dördüncü güç ise basındır. Basın özgürlüğü, bir ülkenin demokrasisinin temel direklerinden biridir. Bu direği çökertmeye çalışmak, o ülkenin yalnızca özgürlüğünü değil, ekonomisini de yok etmek anlamına gelir” dedi.
Türkiye’deki ekonomik eşitsizliklerin temelinde demokrasi eksikliğinin yattığını belirten Erkol, “Demokrasi yoksa ekonomi yok, özgürlük yok. Küçük bir zümre saraylarda yaşarken milyonlar yoksulluğa mahkum ediliyor” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Halk Partisi’nin baskılara karşı mücadelenin öncüsü olacağını vurgulayan Erkol, “Cumhuriyet Halk Partisi bu mücadelenin çatısı olmaya hazırdır. İlk yapılacak genel seçimde zafer direnenlerin, zafer halkın olacaktır. Halkın iktidarı kurulacak; Türkiye özgürleşecek, demokratlaşacaktır. O güne kadar susmayacağız, hak, hukuk ve adalet mücadelesini sürdüreceğiz” diye ekledi.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da, “Bu basının emekçilerini hiç kimseye yem ettirmeyeceğiz! TELE 1 susturulamayacak. TELE 1 yayını mutlaka bir şekilde devam edecek. Bu uzun bir mücadeledir. Sayın Genel Başkan’ın da söylediği gibi kimseye şu an rahat ve huzur vadetmiyoruz; çünkü karşımızdakileri biliyoruz. Ancak şunun kararlılığı içindeyiz: Cumhuriyet Halk Partisi mücadeleden değil, teslim olmaktan yorulur. Teslim olmayacağız” dedi.