Zekhaber

Türkiye’de her büyük felaketin ardından yeniden alevlenen “önceden bilmişti” tartışmaları, son günlerde Cübbeli
Ahmet Hoca üzerinden bir kez daha gündemin merkezine oturdu. Geçmişte yaşanan sel felaketine dair yaptığı
açıklamaların, olaydan sonra sosyal medyada dolaşıma sokulmasıyla *kehanet” tartışmalarının odağına yerleşen
Cübbeli Ahmefin, bu kez dile getirdiği yeni sözler kamuoyunda endişe yarattı, Kimi çevreler bu açıklamaları bir uyarı
olarak görürken, kimi kesimler ise abartı ve korku iklimi oluşturulduğu görüşünde birleşiyor.
Hatırlanacağı üzere, aylar önce yaşanan büyük sel felaketinin ardından sosyal medyada paylaşılan eski bir vaaz
videosu gündeme gelmişti. Videoda Cübbeli Ahmetön “büyük musibetler kapıda” şeklindeki ifadeleri, felaket sonrası
“önceden haber vermişti” yorumlarıyla milyonlarca kez paylaşıldı, Bu paylaşımlar kısa sürede ikiye bölünmüş bir
kamuoyu yarattı. Bir kesim “ibretlik bir uyarıydı” derken, diğer kesim bu tür söylemlerin her dönemde yapıldığını ve
felaket sonrası anlam yüklendiğini savundu.
Tartışmalar sürerken Cübbeli Ahmet’in son günlerde katıldığı bir sohbet programında sarf ettiği sözler, tansiyonu
daha da yükseltti, İddialara göre Cübbeli Ahmet, yaklaşan dönem için “çok daha sarsıcı olaylar” yaşanabileceğini,
insanların hem maddi hem manevi olarak ağır imtihanlardan geçeceğini dile getirdi. Bu ifadeler, bağlamından
koparılarak sosyal medyada “yeni kehanet” başlığıyla paylaşıldı. Özellikle kısa videolar ve ça rpıcı başlıklar, korku
duygusunun hızla yayılmasına neden oldu.
Sosyal medyada “Selden sonra şimdi de bu mu?” yorumları dikkat çekerken, bazı kullanıcılar söz konusu
açıklamaların toplum psikolojisini olumsuz etkilediğini savundu, “Zaten zor bir dönemden geçiyoruz, bu söylemler
insanları daha da tedirgin ediyor” diyenler kadan “Uyarıysa dikkate alınmalı” görüşünü savunanlar da oldu. Tartışma,
sadece dini değil aynı zamanda sosyolojik bir boyut kazandı .
Uzmanlar ise bu noktada dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulunuyor, İletişim ve psikoloji alanında görüş
bildiren isimler, belirsizlik dönemlerinde insanların kehanet benzeri söylemlere daha fazla anlam yükleyebildiğini
belirtiyor. “Felaketler sonrası geriye dönük olarak yapılan yorumlar, ‘biliyordu’ algısını güçlendirebilir, Ancak bu,
bilimsel ya da somut bir öngörü anlamına gelmez” değerIendirmesi yapılıyor. Uzmanlara göre bu tür söylemlerin
bağlamından koparılmadan ele alınması büyük önem taşıyor.
Cübbeli Ahmet cephesine yakın kaynaklar ise iddiaların çarpıtıldığını savunuyor. Yapılan açıklamalarda, sözlerin bir
“kehanet” değil, ahlaki ve toplumsal bir uyarı olduğu vurgulanıyor. “Her dönemde musibetler olur, önemli olan ders
çıkarmaktır” yaklaşımının altı çizilirken, korku yayma niyeti olmadığı ifade ediliyor. Ancak bu savunmalar, sosyal
medyadaki tartışmanın hızını kesmeye yetmiş görünmüyor.Öte yandan konu, medya dünyasında da geniş yankı buldu. Bazı programlarda NDinî söylemler kehanet olarak mı
algılanıyor?” başlığı altında tartışmalar yapıldı, Yorumcular, bu tür çıkışların reyting ve etkileşim çağında daha hızlı
yayıldığını, özellikle kısa ve çarpıcı kesitlerin büyük bir algı oluşturabildiğini dile getiriyor. “Bir cümle, bağlamından
koparıldığında bambaşka bir anlama bürünebiliyor” görüşü öne çıkıyor.
Sonuç olarak Cübbeli Ahmet’in sözleri etrafında dönen bu tartışma, Türkiye’de felaket algısı, inanç, korku ve medya
dili arasındaki hassas dengeyi bir kez daha gözler önüne serdi. “Sel felaketini bilmişti” iddiasıyla başlayan süreç,
şimdi yeni açıklamalar üzerinden büyüyerek devam ediyor. Kamuoyu ise iki soru arasında sıkışmış durumda: Bu
sözler bir uyarı mı, yoksa korkuyu besleyen bir söylem mi? Tartışma sürerken, görünen o ki bu konu daha uzun süre
gündemde kalacak.