gerçek niyeti

102 gündür cezaevinde tutuklu bulunan gazeteci Fatih Altaylı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Türkiye–Rusya–Çin (TRÇ) ittifakı önerisinin perde arkasına dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Altaylı’ya göre Bahçeli’nin çıkışı dış politikadan çok iç siyaseti hedefliyor ve ittifak ortaklığındaki güç dengelerini koruma amacını taşıyor. Bahçeli’nin Çıkışı: Dış Politika Görünümü Altında İç Siyaset Hamlesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD’deki temasları sürerken Bahçeli, Türkgün gazetesine verdiği röportajda Türkiye’nin Rusya ve Çin’le yeni bir ittifak geliştirmesi gerektiğini savundu. Ancak Altaylı, bu açıklamanın Ankara’nın dış politikasını değiştirmeye yönelik bir hamle olmadığını öne sürdü:
“Devlet Bahçeli, AK Parti’nin Trump’a yakın duruşunun milliyetçi-muhafazakâr tabanda rahatsızlık yarattığını görüyor. Bu nedenle TRÇ önerisiyle seçmen kaybını önlemeyi hedefliyor. MHP’nin amacı AK Parti’nin Amerika merkezli dış politika pusulasını değiştirmek değil; iç siyasette, seçmen tabanını konsolide etmek.”
Altaylı’ya göre Bahçeli, milliyetçi seçmenlerin bir kısmının AKP’nin ABD eksenli dış politikasına tepkili olduğunu fark etmiş durumda. Bu nedenle “Rusya-Çin ekseni” önerisiyle bu rahatsızlığı gidermeyi ve MHP’yi daha güçlü bir alternatif olarak konumlandırmayı hedefliyor. Koalisyonda “Çatlak” Beklentisi Boşuna
Altaylı, MHP ile AK Parti arasında süregelen Cumhur İttifakı’nda büyük bir kırılma beklentisinin gerçekçi olmadığını söyledi. 23 yıllık iktidarın sona yaklaşırken iç gerilimlerin doğal olduğunu vurgulayan Altaylı, koalisyonun stratejik zemininin hala güçlü olduğunu belirtti:
“AK Parti’den kaçan seçmenin ciddi bir bölümü MHP’ye yöneliyor. MHP, terörsüz Türkiye söylemi ve iç politikadaki manevralarıyla kaybettiği seçmeni bu yeni akışla telafi ediyor. Dolayısıyla kimse koalisyonda bir çatlak beklemesin. AK Parti–MHP ortaklığı Türk siyaset tarihinin en sembolik ittifaklarından biri.”
Altaylı, özellikle son dönemde Cumhur İttifakı’nda yaşanan fikir ayrılıklarının ittifakın dağılmasına yol açacak nitelikte olmadığını, aksine iki parti arasında güç paylaşımını yeniden dengeleyen bir süreç olduğunu dile getirdi. Erdoğan’ın ABD Temasları ve Bahçeli’nin Zamanlaması
Altaylı’nın dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise Bahçeli’nin çıkışının zamanlaması. Erdoğan’ın ABD’de Trump ve BM yetkilileriyle temaslarda bulunduğu bir dönemde Bahçeli’nin TRÇ önerisini gündeme getirmesi, kamuoyunda “ittifak içi mesaj” olarak da yorumlandı. Altaylı ise bu hamlenin özellikle milliyetçi seçmene dönük bir “güvence” mesajı taşıdığını savundu:
“Bahçeli, Erdoğan’ın Washington’a yakın görüntüsünün milliyetçi-muhafazakâr kitlede oluşturduğu huzursuzluğu törpülemek istiyor. Böylece AK Parti’den uzaklaşma eğilimi gösteren seçmeni MHP’ye çekerek ittifakın oy kaybını en aza indirme hedefi güdüyor.” 23 Yıllık İktidarın Son Dönemi: İç Gerilimler Normal
Altaylı, Cumhur İttifakı’ndaki hareketliliğin aslında uzun süren iktidarların son dönemlerinde görülen doğal bir süreç olduğuna da dikkat çekti:
“23 yıllık bir iktidar sona yaklaşırken böyle iç bunalımlar, güç kaymaları ve yeni stratejiler normaldir. Her büyük parti bu tür dönemlerden geçmiştir.” Sonuç: Bahçeli’nin Çıkışı Stratejik Bir İç Siyaset Hamlesi
Fatih Altaylı’nın değerlendirmesi, Bahçeli’nin TRÇ ittifakı önerisinin dış politikadan çok iç siyaseti hedeflediğini ve Cumhur İttifakı’nın tabanını koruma stratejisinin bir parçası olduğunu ortaya koyuyor. Koalisyonda “çatlak” beklentileri ise Altaylı’ya göre abartılı; MHP’nin amacı ittifakın oy kaybını önlemek ve kendi tabanını sağlamlaştırmak.