herşeyi itiraf etti
15 Temmuz 2016’daki vuruş girişiminin “bir numaralı sanığı” olarak 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yine başlayan Genelkurmay Çatı Davası’nda ilgi çeken açıklamalarda bulundu. “Akar’ın emirlerini yerine getirdim” Darbe gecesi süresince devresinin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın verilen talimatları uyguladığını dile getiren Öztürk, “Ama nasıl olduysa birimiz 15 Temmuz’un kahramanı, birimiz de vuruşnin bir numarası olduk” dedi. “Suçu bana yıktılar” Öztürk, vuruş ardından birtakım üst seviye isimlerin kendisini amaç gösterdiğini iddia ederek, “Bazıları kendini kurtarmak amacıyla beni günah keçisi yaptı. Hulusi Akar, Yaşar Güler ve Abidin Ünal beni perde olarak kullandı” ifadelerini kullandı. Akıncı Üssü’ne gittiğinde Akar’ın boynunda rastgele bir darp izi olmadığını öne süren Öztürk, “Gerçekler çarpıtıldı. Kamuoyuna yayılan senaryo daha eskiden hazırlanmıştı” dedi. Uludere açıklaması: “Emri veren bireyi biliyorum” 2011’de 34 sivilin yaşamını yitirdiği Uludere hadiyi ile ilgili da konuşan Öztürk, “Benim mesuliyet bölgemde değildi ama emri kimin verilenni biliyorum. Zamanı geldiği zaman açıklayacağım. Hatta buna Hava Kuvvetleri’nden itiraz eden bireyi de biliyorum” dedi. “Yaşar Güler bana sarılıp ağladı” Darbe gecesi Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’le Akıncı Üssü’nde yaşadığı diyaloğu açıklayan Öztürk, “Komutanım, sizin gelip bizi kurtaracağınızı düşünüyordum” dediğini ileri sürdü. Güler’in günümüz tutumunu ise “Allah’tan korkmazlık, kuldan utanmazlık” olarak nitelendirdi. “Planlayanlar çok az kişiydi, siyasi ayak gizlendi” Darbe girişimini planlayanların adedinin “bir elin parmaklarını geçmediğini” bildiren Öztürk, siyasi ayağın bilhassa gizlendiğini savundu. Mehmet Dişli’nin vuruş başladığını Akar’a bildirmesine karşın rastgele bir müdahalede bulunulmadığını da savına ekledi. “Tırnaklarıma asit döküldü, kulağım parçalandı” Savunmasında maruz kaldığını belirttiği işkenceyi detaylandıran Öztürk, “Tırnaklarıma asit döküldü, dişlerim kırıldı, kulağım parçalandı. Demir kelepçelerle bağlandım. Ölümle tehdit edildim, genç askerler üzerime salındı” dedi. Tanık ve kanıt istekleri Öztürk, devresinin yetkilileri Hulusi Akar, Yaşar Güler, Abidin Ünal, Fikri Işık, Tuğrul Türkeş, Zekai Aksakallı, Sadık Üstün ve Nihat Kökmen’in şahit olarak dinlenmesini istedi. Hem de bütün kamera girdilerinin ham durumuyla dosyaya dahil edilmesi talebinde bulundu. “Bu tiyatronun figüranı olmayacağım” Savunmasının sonucunda mahkeme heyetine hitap eden Öztürk, “Ben bundan sonra bu tiyatronun figüranı olmak istemiyorum. Gerçeklerin meydana çıkması amacıyla ne gerekiyorsa yapılmalı. Aksi durumda bu ulus aynı tuzaklara yine düşer” şeklinde konuştu. Duruşma, 17 Eylül tarihine ertelendi. Not: Haberde yer alan bütün ifadeler yargılama sürecinde sanığın savunma beyanlarıdır. Hüküm ve değerlendirme yetkisi sadece mahkemeye aittir.