İtiraf Etti

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevinden geçtiğimiz aylarda alınan Fahrettin Altun’un, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturmalarda adı geçen Serdar Haydanlı hakkında kamu kurumlarına gönderdiği yazıyı doğrulaması, Ankara kulislerini yeniden alevlendirdi. Altun’un bu hamlesi bir anlamda “resmî belgeli işaret fişeği” olarak yorumlanırken, CHP cephesinden yükselen sert tepki siyasi atmosferi daha da ısındırdı.
“İtiraflar Zinciri Büyüyor!” Fahrettin Altun’dan ‘İmamoğlu Belgesi’ne Sessizliği Bozan Açıklama – CHP’den Fırtına Gibi Tepki Saray’dan Gönderilen Yazılar Ortaya Saçıldı
Altun’un avukatı Sezgin Tunç, gazeteci Ertuğrul Özkök’e yaptığı açıklamada, Serdar Haydanlı’ya yazılan ve kamu kurumlarına gönderildiği iddia edilen “işbirliği tavsiye yazısını” doğruladı. Üstelik Tunç, bu yazının yalnızca Haydanlı’ya değil, Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında çok sayıda şirkete gönderildiğini ve örneklerini paylaşabileceklerini ifade etti.
Ancak kamuoyuna ilk kez CHP Genel Başkanı Özgür Özel tarafından açıklanan bu belgelerin, aylarca resmi makamlar tarafından yalanlanmaması ve şimdi avukat aracılığıyla kabul edilmesi “gecikmiş bir itiraf” olarak yorumlandı. Bu gelişme, İBB’ye yönelik operasyonun arka planında siyasi hesaplaşmalar olduğu yönündeki iddiaları güçlendirdi.
“Bu Artık Bir Kumpasın Belgesidir!”
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir ise, Altun’un avukatı Tunç’un açıklamalarına sosyal medya üzerinden çok sert bir karşılık verdi. Emir, “Ortada artık bir iddia değil, belgelenmiş bir kumpas var” diyerek operasyonun arkasında AKP ile bağlantılı çıkar çevrelerinin olduğunu savundu.
Emir, şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“19 Mart darbesiyle Ekrem İmamoğlu’na ve arkadaşlarımıza yapılan operasyonun sahne arkasında, yıllardır AKP’den ihale alan işbirlikçi isimler var. Cumhurbaşkanlığı antetiyle gönderilen yazılar, açık açık bu firmalara kolaylık sağlanması talimatıdır. Şimdi o yazıları ‘yargıyla ilgisi yok’ diyerek aklamaya çalışıyorsunuz. 125 gün neden sustunuz?” Açıklamasında, söz konusu şirketlerin neredeyse 400 ihalenin büyük çoğunluğunu AKP’li belediyelerden aldığını vurgulayan Emir, bu kişilerin yalnızca CHP’li belediyelere yönelik açıklamalar yapmasının “hukuk değil, siyasi tetikçilik” olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Serdar Haydanlı’nın bir telefonla serbest bırakıldığını hatırlatarak “Bunu Genel Başkanımız açıkladı, siz ise susarak onay verdiniz” dedi.
“Bu Yargı Değil, Bu Çürümedir”
Emir’in tepkisinde en dikkat çeken noktalardan biri, sistematik olarak CHP’li belediyelere karşı yürütülen soruşturmaların “adalet kisvesi altında” siyasi hesaplaşmaya dönüştüğünü belirtmesiydi:
“Asıl soruşturulması gerekenler korunuyor, halkın seçtiği belediye başkanları ise kriminalize edilerek susturulmak isteniyor. Bu bir yargı süreci değil; bu, devletin çürümesidir. Millet iradesine karşı kurulan bu kumpas halk tarafından elbet tarihe gömülecektir.”
Yeni Belgeler Gündemde Mi?
Özkök ile yapılan görüşmede dile getirilen bir başka önemli detay ise, Altun tarafından yazıldığı iddia edilen benzer yazıların örneklerinin de sunulabileceği oldu. Eğer bu belgeler kamuoyuna açıklanırsa, İBB operasyonunun yalnızca Haydanlı’ya özel değil, daha geniş bir şirket ağına yayıldığı netleşmiş olacak.
Bu gelişmeler ışığında gözler hem Saray’a hem de yargıya çevrildi. Belgelerin yayılması durumunda kamuoyu baskısının daha da artacağı ve siyasi hesaplaşmaların hızlanacağı tahmin ediliyor.