o kadar et
Sonunda, kasap, kadının et aldığı yerin sadece bir alışveriş noktası değil, aynı zamanda bir topluluk için anlam dolu bir buluşma noktası olduğunu fark etti. Her gün, aldığı etlerle birlikte, hayatına dokunan birçok insanın hikayesini de taşımaktaydı; belki de o etler, bir ailenin varlığına, bir dostluğun pekişmesine ya da bir çocuğun gülümsemesine vesile oluyordu. Bu durum, kasaba halkının gözünde, kadının sıradan bir emekli olmanın ötesinde, toplumu ayakta tutan bir kahraman haline gelmesine sebep oldu. Artık kasap, onun et alımını bir sır değil, bir ihtiyaç olarak görmeye başlamıştı. Hayatın çoğu zaman görünmeyen yönlerinin, sıradan eylemler içinde gizli olduğunu ve her bireyin kendi dünyasında birer yolculuk yaptığını anladı. Kadının hikayesi, sadece et alışverişiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda topluma olan katkısının ne denli derin olduğunu da gözler önüne sermişti. Bu sıradan ama etkileyici deneyim, kasaba halkı için, bazen en basit eylemlerin bile ne kadar büyük anlamlar taşıyabileceğini öğretti.