Zekhaber

Görür, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Uzun süredir sessiz olan bazı fay zonları enerji biriktiriyor. Özellikle Marmara Denizi çevresi ve Tekirdağ açıkları kritik durumda. Bu bölge, geçmişte büyük yıkımlara yol açan depremlerin merkez üssüydü. Şimdi yeniden aynı tehlike kapıda olabilir” ifadelerini kullandı.

“Enerji birikimi tamamlandı”

Uzman, yaptığı açıklamada son dönemde Marmara çevresinde artan mikrosismik hareketliliğin dikkatle izlenmesi gerektiğini vurguladı. “Bu küçük depremler halkı endişelendirse de aslında bize yer kabuğunun stres biriktirdiğini gösteriyor. Yani fay hattı uyumuyor, hareket ediyor” dedi. Görür’e göre 7.0 büyüklüğüne ulaşabilecek bir deprem, özellikle Kumburgaz-Tekirdağ hattı arasında gerçekleşebilir.

“Bölgedeki enerji birikimi tamamlanmak üzere. Bu nedenle hem bireysel hem kurumsal düzeyde hazırlıklar hızlandırılmalı. Deprem bir doğa olayı, ama afete dönüşmesini biz engelleyebiliriz” diyen Görür, şehir planlamasından yapı denetimine kadar birçok konuda ciddi adımlar atılması gerektiğini belirtti.

“Tarih bize ne söylüyor?”

Prof. Görür, açıklamasında tarihsel verileri de hatırlattı. Marmara Denizi’nin çevresinde son 500 yıl içinde birçok büyük depremin meydana geldiğini belirten ünlü profesör, “En son 1766 yılında İstanbul merkezli büyük bir deprem yaşanmıştı. Fayın batı segmenti yaklaşık 250 yıldır kırılmadı. Bu da ciddi bir enerji birikimi anlamına geliyor” dedi.

Uzmanlar, olası bir Marmara depreminde İstanbul, Tekirdağ, Yalova ve Balıkesir başta olmak üzere çok geniş bir alanın etkilenebileceğini söylüyor. Görür ise “İstanbul’un sadece merkezinde değil, çevre illerde de hazırlık şart. Bu deprem bölgesel bir olay olacak, sadece bir şehirle sınırlı kalmayacak” diyerek uyardı.

Halk ne yapmalı?

Görür, vatandaşlara da önemli tavsiyelerde bulundu:

“Her evde bir deprem çantası hazır olmalı. Aile fertleriyle toplanma noktaları belirlenmeli. En önemlisi ise binaların dayanıklılığı kontrol edilmeli. Betonarme yapıların kalitesiz olduğu bölgelerde risk çok yüksek.”

Uzman ayrıca, yerel yönetimlerin imar affı gibi uygulamalardan kesinlikle uzak durması gerektiğini vurguladı. “Her affedilen bina, gelecekte kaybedilecek bir can demektir” sözleriyle yetkililere seslendi.

“Artık zaman daralıyor”

Son olarak Görür, “Deprem olacak mı?” sorusuna net bir yanıt verdi:

Evet, olacak. Ama ne zaman olacağını kimse kesin bilemez. Bizim görevimiz zamanı tahmin etmek değil, hazırlıklı olmak. Bilim bize uyarı veriyor, gerisini toplum olarak biz tamamlamalıyız.”

Uzmanların açıklamaları, halk arasında büyük yankı uyandırdı. Sosyal medyada binlerce kullanıcı “Görür haklı çıkmadan önlem alalım” yorumları yaparken, yetkililerin nasıl bir adım atacağı merak konusu oldu.

Türkiye yeniden kritik bir sürece girerken, herkesin aklında tek bir soru var: Beklenen büyük deprem ne zaman olacak?